Baksı Müzesi > Etkinlikler > Baksı’da Düşlerin ve Sadakatin Buluşması

Baksı’da Düşlerin ve Sadakatin Buluşması

Baksı Müzesi, 1 Temmuz’da iki özgün sergiye kapılarını açtı! Sanatın hayal gücüyle dokunduğu, sadakatin el emeğiyle ölümsüzleştiği iki sergi aynı anda Baksı Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor.

Baksı Müzesi, 2025 yazında aynı çatı altında iki özel sergiye ev sahipliği yapıyor. Sanatın dönüştürücü gücünü ve insan hikâyelerinin derin izlerini bir araya getiren bu buluşma, hem genç sanatçılarla ustaların hayal gücünden doğan çağdaş işleri hem de bir ömür boyunca sabırla üretilmiş el emeği eserleri izleyiciyle buluşturuyor.

Ütopya Atölyeleri Sergisi, 2024 yazında Baksı’da gerçekleştirilen atölyelerde üretilen özgün eserlerden oluşuyor. Genç sanatçılar ve deneyimli eğitmenler, Doğu Anadolu’nun kültürel ve doğal zenginliği içinde bir araya gelerek sanatı hayal kurmanın ve dönüşümün aracı olarak yeniden tanımlıyor. Serginin küratörü Amelie Stromer’in atölye katılımcılarından biri olarak başlayıp sergiye küratör olarak dönmesi, bu sürecin dönüştürücü gücünü yansıtıyor. Heykelden video ve performansa, tekstilden yerleştirmeye uzanan eserler; ekolojik kırılganlık, hafıza, aidiyet ve değişim gibi güncel meseleleri ele alıyor ve izleyiciyi sanatı sadece bir ifade biçimi değil, bir hayal etme biçimi olarak görmeye çağırıyor.

Sanatçılar bu süreci şöyle özetliyor: Osman Dinç “Usta-çırak ilişkisini yeniden kurduk,” derken, Ali Kazma “Baksı’nın çevresi öğrencilerin gözünden yeni bir portreye dönüştü,” diyor. Yeşim Akdeniz, Baksı’nın “geleneksel ile çağdaşın birlikte düşünüldüğü bir alan” olduğunu vurgularken, Seçkin Pirim doğanın heykel sanatıyla kurduğu diyaloğa dikkat çekiyor. Ahmet Yiğider ise “Çünkü dönüşüm için düşlere ihtiyacımız var” diyerek serginin özünü dile getiriyor.

Sessiz Hayaller, Büyük Hikâyeler sergisi ise, bir ömür boyu sabır ve sevgiyle üretilmiş el işlerini gün yüzüne çıkarıyor. 1924 Hamburg doğumlu Helga Franke’nin büyük boy dantelleri, işlemeleri, örmeleri ve boncuk işi aksesuarları, sadece birer el sanatı örneği değil; aynı zamanda sadakatin, tutkunun ve unutulmayan bir hayatın tanıkları olarak Baksı Müzesi’nde yer buluyor. 100 yıl süren yaşamında çalışkanlığı ve üretkenliğiyle örnek olan Helga Franke’nin eserleri, hayat arkadaşı Sabahattin Tölük’ün çabasıyla müzeye taşındı. “Genç kızlara ilham vermek” için bu sergiyi hayata geçiren Sabahattin Tölük’ün ifadesiyle, “Unutulmayanlar ölmemiştir.”

Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan’ın da belirttiği gibi bu iki sergi, izleyiciyi hem hayal gücünün sınırsız dünyasında hem de sadakatin sessiz ama güçlü hikâyesinde derin bir yolculuğa çıkarıyor. Bu buluşma, sanatın ve insanın ortak düşlerinin izini sürenler için unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.