Bu yıl Çoruh’un üzerinde yeniden ses bulan söyleşiler, bir su gibi yolunu bulacak gençlik enerjisine kulak verdi.
Baksı Müzesi’nin farklı disiplinlerden etkili isimleri bir araya getiren söyleşi dizisi Akarsu Üstünde Konuşmalar, bu yıl “Gençler Hangi Vadide Yol Alıyor?” temasıyla gençliğin toplumsal, kültürel ve sanatsal yolculuğunu odağına aldı.
Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafından tasarlanan etkinlik Çoruh Nehri üzerine yerleştirilen özel bir salda gerçekleşti. Moderatörlüğünü Jülide Ateş’in üstlendiği buluşmada sanat, mimarlık, medya ve akademi dünyasından konuşmacılar gençliğe dair gözlem, deneyim ve öngörülerini paylaştı.
1. Oturum:
İlk oturumda Gazeteci Candan Yıldız, Mimar Kerem Piker, Sanatçı-Akademisyen Prof. Dr. Gülveli Kaya ve Sanat Tarihçisi Doç. Dr. Ayşe H. Köksal yer aldı.
Gazeteci Candan Yıldız, son dönemde gençleri harekete geçiren Saraçhane buluşmaları üzerine gözlemlerini paylaşarak, bireysellik atfedilen Z kuşağının aslında güçlü bir ortak ses potansiyeli taşıdığına dikkat çekti. Toplumsal olaylardan uzak bir yeni nesil yetiştiği algısının bu buluşmalarla kırıldığını düşündüğünü söyledi. Gençlerin, Türkiye’nin var olan koşullarında, güvencesiz ve umutsuz hissettiklerini, bu duyguların onları bireysel kozalarından çıkararak birlikte ses çıkarmaya yönlendirdiğini aktardı.
Kerem Piker, gençlerin bir araya gelebileceği kamusal alanların önemine vurgu yaparak, mimarinin toplumsal bağ kurmadaki rolünü aktardı. Umutsuzluk ve yalnızlıkla örülü bir dönemde, mekânların birleştirici gücünün altını çizdi. Sosyal medyanın beslediği bireysellik ve yalnızlıktan doğan umutsuz ve güvensizliğin aşılabilmesinde, kentin mekan örgütlenmesi konusunda mimarlar olarak üzerlerine düşen sorumlulukları hatırlattı.
Prof. Dr. Gülveli Kaya ise üniversitelerdeki eğitsel erozyonun, gençlerin geleceğe dair kaygılarını artırdığını vurguladı. Gençlerin tek talebinin “görülmek ve değer görmek” olduğuna dikkat çekti. Üniversiteye erişimin kolaylaştığı ama kalitesinin azaldığı bu dönemde gençlerin aldıkları eğitimlerin onları hayata hazırlamadığından bahsetti. Gençlerin tek istediklerinin onurlu, güvenli, takdir edildikleri ve esas olarak görüldükleri bir hayat olduğunu düşündüğünü belirtti.
Doç. Dr. Ayşe H. Köksal, başarı ve performans odaklı yapının gençlerin özgün yollarını bulmalarını zorlaştırdığını ifade ederek, çok vadili bir geleceğin nasıl tekdüzeleştirildiğini sorguladı. Başarı odaklı toplumda, durmadan performansın artırılması beklentisinin ve bu beklentinin yarattığı gerilimin gençlerin kendi yollarını çizmesinde engel oluşturduğunu aktardı. Başarı ve performansın ölçütünün nitelikten çok nicel kriterlere dayanmasının gençlerin var oluşlarını ve kendi özgün kimliklerini bulmasında önemli bir tehdit olarak gördüğünü söyledi.
Oturum, gençliğin kendi yollarını keşfetme cesaretiyle eski kalıpların ötesine geçerek yeni vadiler yaratacağı umuduyla son buldu.
2. Oturum:
İkinci oturumda heykeltıraş Seçkin Pirim, gazeteci-yazar Bahadır Özgür, köşe yazarı ve akademisyen Prof. Dr. Mensur Akgün ve gazeteci-yazar Seray Şahinler Demir söz aldı.
Bahadır Özgür, dünya genelinde gençler arasında yükselen “part time gangsterlik” olgusuna dikkat çekerek, çeteleşmenin arkasındaki sosyal gerçekliklerin hukuk diliyle açıklanamayacağını belirtti. Gençliğin sorunlarına bütüncül bir bakış gerektiğini vurguladı. Suçlu genç sayısı her geçen gün artarken, suç sosyal bir ağ olarak yayılırken bunun arkasındaki sosyolojik gerçeği hukukun diliyle anlamaya çalışmanın yetersiz olduğunu ifade etti. Her an değişebilen, birbirine sosyal ağlarla bağlanan, belirli normatif kurallara tabi olmayan bu gençler Japonya’da “belirsizlik içinde akışkan bireyler” olarak tanımlanırken, bu grubun işlediği suçlar da “part time gangsterlik” olarak tanımlanıyor. Dünyada pek çok ülkede bu kavramlar üzerinde durulduğunu belirten Özgür, Türkiye’de de gençlerin geleceği açısından bu yeni olgunun gündeme alınması gerektiğini ifade etti ve gençlerin sorunlarının yanı sıra vadiyi oluşturan yapısal sorunlar için bütüncül bir bakışın gerekliliğinin altını çizdi.
Seray Şahinler Demir, gençlerin mücadelesine odaklandı. Hüsamettin Koçan’ın sanat yolculuğuna atıfla başlayan konuşmasında, günümüz gençliğinin zorlu koşullara rağmen dirençle yol aldığını, umut vadisinden vazgeçmediğini ifade etti. “Bugün gençler aynı vadide yol almaya devam ediyor. Ayağına dikenler batıyor, otobüsler kaçıyor, yol uzun ve meşakkatli ama gençler mücadele etmekten vazgeçmiyor” ifadelerini kullandı. Demir, Türkiye’deki gençlerin günümüzde ekonomik, sosyolojik ve politik meselelerde sorumluluk aldığını ve vatanperver çizgilerinde mücadeleye hazır olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Mensur Akgün, gençliğin tarih boyunca tartışılan ama her kuşağın kendi şartlarında yeniden tanımladığı bir evre olduğuna dikkat çekti. Gençlerin kalıpların dışında düşündüğünü, ayrımcılık üretmeden birlikte yaşamayı benimsediğini gözlemlediğini belirtti. Üniversite gençliği üzerindeki gözlemlerini aktaran Akgün, gençlerin farklılıkları yadsımadığını, birbirinden öteki yaratmadığını ve öğrenciler arasında bir ayrışma gözlemlemediğini belirtti. Akgün şunları ifade etti, “gençlerin dünyaya bakışı, birbirine bakışı tanımlanmış kalıpların dışında. Onların düşünceleri ve eylemleri bugün üzerine konuştuğumuz vadiyi de şekillendirecek. Gençliğin sorunları yüzyıllardır tartışılan başlıklar ama bugünden bakınca gençleri sanatla tanıştırmak, daha farklı hayat şartlarına sahip olmaları için çabalamak, daha iyi eğitim almalarını sağlamak, gençler için alan açmak çözüm olarak görülebilir.”
Seçkin Pirim, gençliğin karanlık duyguları bile yaratıcı üretimle dönüştürebileceğini vurgulayarak, sanatın genç hayatlarda köklü değişimler yaratabileceğine inandığını paylaştı. Eğitimin ve kültürün güçlendirici rolüne dikkat çekti. Gençlerin kapsayıcı ve kucaklayıcı yönünün altını çizen Pirim, “Gençlerin dünyasında karanlık yönler var, bugün suçla ilgili duygumuz rakamlar çok şaşırtıcı. Ama bu karanlığın içinde gençlerin hayatlarının bir noktasında izleyici olarak bile olsa sanat olunca bütün hayatlarının değiştiğine inanıyorum. Eğitim ve kültürü ön plana çıkaracak bir yapı gençliğin sorunlarına çözüm sunacak bir zemin oluşturacaktır” dedi.
Sonuç: Yeni Vadiler, Yeni Yollar
Akarsu Üstünde Konuşmalar’ın bu yılki buluşması, gençliğin içinde bulunduğu kültürel, sosyal ve psikolojik katmanları çok boyutlu biçimde ortaya koydu. Ortak temalar arasında gençlerin güvencesizlik duygusu, ifade ihtiyacı, yeni dayanışma biçimleri ve yaratıcı potansiyelleri ön plana çıktı.
Her iki oturumda da gençliğe dair farklı alanlardan gelen gözlemler ve analizler, gelecek için hem eleştirel hem umut dolu bir tablo sundu. Gençlerin karşılaştığı sorunlar kadar, bu sorunların içinden doğabilecek yeni düşünme biçimleri ve toplumsal dönüşüm araçları da konuşuldu.
Bu yıl Çoruh’un üzerinde yeniden ses bulan söyleşiler, bir su gibi yolunu bulacak gençlik enerjisine kulak verdi.
2024 Akarsu Üstünde Konuşmalar